Pazar, Ekim 09, 2016

Samsung Galaxy A3 - 2016 (A310) incelemesi

Samsung Galaxy A3 (2016), diğer adıyla Samsung Galaxy A310, şık tasarımlı, küçük boyutlu bir akıllı telefon. Küçük dediğime bakmayın, üç-dört sene öncesinin “ne kadar büyük” dediğimiz telefonlarından daha büyük aslında. Ancak 5 inç ekranlı telefonların standart kabul edildiği, 5.5 inç ve üzerinin tercih edildiği günümüzde, 4.7 inçlik ekranı ile Galaxy A3 de “küçük ekranlı telefonlar” arasına giriyor.

Samsung, Galaxy Alpha ve Galaxy S6 ile yeni tasarım anlayışlarını test etmeye başladı. Şık görünümlü, ince telefonlar üretmeye başladı. Galaxy A serisi de bu yeni tasarım anlayışını test ettiği serilerden. 2015 yılında çıkardıkları orijinal Galaxy A serisi de şık ve ince olsa da, yeni Galaxy A 2016 serisi ile Samsung, pek çok kişinin kalbini çalacak bir tasarımı tutturmayı başarmış. 2016 serisi, S6’da olduğu gibi cam kaplı bir arka yüze sahip. Doğrusu ben A serisinin tasarımını S6 ve S7’den bile daha başarılı buluyorum.

Samsung Galaxy A3 - 2016 modelinin, yani Galaxy A310’un isimlendirmesi, bizzat bu cümleden de anlaşılacağı gibi, bir miktar kafa karışıklığına sebep oluyor. Forumlarda, ekşi sözlük gibi sözlük sitelerinde vs. Galaxy A3 başlıklarına girdiğinizde, insanların bir önceki seneye ait modelden mi, yoksa yeni 2016 modelinden mi bahsettiğini anlamak için çaba sarf etmeniz gerekiyor. Galaxy A serisinin 2017 modelleri çıkınca neler olacak merak ediyorum.

Herneyse. Samsung Galaxy A3 - 2016 modeli, yani Galaxy A310, 4.7 inç 720p (HD) sAMOLED Gorilla Glass 4 ekrana, 1,5 GB RAM’e, 16 GB depolama alanına, 13 MP f1.9 arka kameraya, dört çekirdekli 1.5 GHz Exynos 7578 işlemciye sahip. MicroSD kart girişi, FM radyosu, 4,5G desteği de var. Ön kamerası da f1.9 lensli, 5 MP çözünürlükte. Sim kart yuvası iğne ile açılan tipten ve NanoSIM destekli. Bataryası kullanıcı tarafından değiştirilemiyor ve 2300 mAh kapasitesinde.

Galaxy A3 - 2016 için bir kutu açılımı yapmadım, zira kutu içeriği son derece sade. Klasik olan kulaklık, şarj aleti ve USB kablosu çıkıyor.

Ekranı (ve boyutları)

Samsung Galaxy A3’ün ekranına “küçük” diyorlar. Evet, 2016 standartlarında küçük, 4.7 inç boyutunda. Ancak ben bunu bir dezavantaj olarak değil, aksine, avantaj olarak görüyorum. Küçük olduğu için satın aldım zaten Galaxy A3’ü! Bununla birlikte, 4.7 inç ile, “kitlelerin ekran boyutu olan” 5.0 inç arasında çok da büyük bir fark olmadığını belirtmeliyim. Şahsen keyifle kullanıyorum.

Elbette, “phablet” tipi, 5.7 inç ve benzeri ekranlara sahip olan Galaxy Note tipi bir telefon kullanıyorsanız, ekran size küçük gelebilir. Ya da elleriniz büyük ise, ekran klavyesinde yazarken kriz geçiriyorsanız, 4.7 inçlik bir telefonu hiç düşünmeyebilirsiniz bile.

Ancak dedim ya, benim gibi, 5 inçlik telefonu bile bir yere sığdıramayan, tek elle kullanmaya çalışıp da beceremeyen, cebe nispeten kolayca sığsın isteyen biriyseniz, 4.7 inçlik telefonlar tam size göre. Bu boyuttan aşağısı keyifsiz olacaktır, onu da belirteyim.

Samsung Galaxy A3, daha önce incelemesini yaptığım Galaxy E5 gibi “ekonomi” sınıfı telefonların, bir seviye üstünde. Bundan dolayı ekran parlaklığını otomatik ayarlama özelliğini koymadan geçmemişler. E5’te eksikliğini pek hissetmemiştim doğrusu. Tek sıkıntım, E5’in ekran parlaklığı kısık iken güneş ışığına çıktığımda, ekranda parlaklığı artıracak kontrolleri bile seçemiyor olmamdı (parlaklığı artırmayı başardıktan sonra ekranı görmekte bir sıkıntı olmuyordu). A3’ün güzelliği ise, bunu kendisinin ayarlıyor olması.

Güneş ışığından bahsetmişken, Galaxy A3’ün sAMOLED ekranını doğrudan güneş ışığı altında, hatta üstüne bir de güneş gözlüğü ile bile görmekte sıkıntı çekmiyorsunuz. “İş telefonu” arayışında olanlara bunun önemli olduğunu hatırlatmak isterim. Telefonunuz işiniz için önemli ise, işiniz de ara sıra da olsa açık havada ise, ekranı doğrudan güneş ışığı altında görülebilen bir telefon alın. Kimi zaman, ekran kalitesi zayıf olan telefonlar söz konusu olduğunda “Aman canım, azıcık gölge bir yere gider, orada bakarım ekrana, ne olmuş yani” gibi yorumlar görüyorum. Kusura bakmayın, iş amaçlı kullanılacak bir telefonda böyle bir lükse yer yok. Aceleniz varken, eliniz ayağınız birbirine dolaşmışken, bir de telefonun ekranındakileri seçmeye çalışmak, kabul edilemez.

Samsung’un sAMOLED ekranları canlı, capcanlı renkleri ile ünlü. Onların yanında iPhone’un IPS’leri bile sönük kalıyor. Elbette bu kadar “abartılı” canlı renkleri sevmiyor da olabilirsiniz. Ancak alıştınız mı, başka ekranlar hep “eksik” geliyor. Ekran çözünürlüğü HD (720p) ile sınırlı olsa da, bu ekran boyutuna bu çözünürlük yeterli. Pek çok Samsung telefonda olduğu gibi, sAMOLED ekran başlı başına bir çekim kaynağı, satın alma sebebi.

Ekranda piksel dizilimi yine Diamond Pentile. Galaxy E5 incelemesinde ve ayrı bir yazıda buna değinmiştim. Bu piksel dizilimi, normal LCD ekranlardaki piksel dizilimine alışık olan gözlere garip geliyor demiştim. O yazılarım maalesef yanlış anlaşıldı, ekranda bir sorun var gibi algılandı. Yine öyle algılansın istemiyorum, o yüzden bu sefer detaya girmeyeceğim. Zaten ekranın biraz daha küçük olması dolayısıyla PPI artıyor ve Diamond Pentile dizilimin etkileri de daha az fark ediliyor. Sorun yok yani. Cidden. Bu paragrafı okumamış gibi davranabilirsiniz… Neyse :)

Bu arada ekran 2.5D denilen formda, yani telefonun kenarlarına doğru çok hafif bir eğim oluşuyor. Elinizi telefonun ekranında kaydırdığınızda bunu hissedebiliyorsunuz. Bence bu çok akıllıca bir seçim olmuş, çünkü ilk kez deneyimlediğinizde, çok hoş bir his oluşturuyor. Ancak temperli cam alacak okurlarımın buna uygun camları tercih etmesi gerektiğini vurgulayayım. Bilmiyorum temperli cama gerek var mı, zira cihazda Gorilla Glass 4 de var. Temperli cam kırılmalardan koruyor derseniz, o da bir muamma gibi geliyor bana. Sizin tercihiniz.

Samsung’un sAMOLED ekranlarında kimi zaman “sararma sorunu” söz konusu olabiliyor. Galaxy A3’de de olur mu? Olmaz inşallah diyelim ama, olması mümkün. Zira Galaxy E5’imin ekranında, bir yıl sorunsuz çalıştıktan sonra, hafiften sararma başladı. Bir Samsung satın almadan önce bunu bilmenizde fayda var.

Kamera ve fotoğraf kalitesi

Galaxy A3’ün 13 Megapiksel çözünürlükte arka, 5 Megapiksel çözünürlükte ön özçekim kamerası var. Galaxy A3’ün kamerası elbette S7 ve benzeri “amiral gemisi” cihazlarla yarışamaz. Ancak ortalamanın üzerinde olduğunu düşünüyorum. Örneğin Galaxy E5 ile düşük ışıkta bulanık çıkan bir fotoğraf, A3’ün f1.9 lensi sayesinde net çıkabiliyor. Bir de OIS olsaymış iyi olurmuş ama o özelliği de büyük abilere saklamışlar.

Çektiğim birkaç fotoğraf şöyle (zamanla yeni fotoğraflar ekleyeceğim):




Şunu söyleyebilirim: Galaxy A310'un kamerası Galaxy E5'ten kesinlikle daha güvenilir. Ama yine de mükkemmel değil. Fotoğraflar telefonda güzel gözüküyor. Ama bilgisayara aktardığınızda biraz hayal kırıklığına uğratmıyor değil. Yani, önemli bir fotoğraf çekecekseniz ve bu fotoğrafa telefon dışında da bakacaksanız, ya iyi bir fotoğraf makinası alın, ya da Galaxy S7 gibi amiral gemisi telefonları kullanın.

Hafıza ve performans

Cihazın 16 GB depolama alanı (10 GB kullanılabilir) ve 1.5 GB RAM’i var. 16 GB depolama alanı yeterli, doğrusu 1.5 GB de yeterli alama, RAM konusunda Samsung çok ayıp etmiş bence. Bu fiyata böyle bir cihaz en az 2 GB RAM’den başlamalıydı. Normal kullanımda bir sıkıntı oluşturuyor mu, hayır. Herhangi bir takılma falan olmuyor. Ama bu demek değil ki ileride olmayacak! Galaxy A3’ün boşta kalan RAM miktarı: 490 MB.

Samsung Galaxy A310F’nin Exynos 7578 işlemcisi temel işlevler için yeterli performansı veriyor. Herhangi bir takılma, yavaşlama ve benzeri probleme rastlamadım. Elbette daha yüksek performanslı işlemciler özellikle oyunların açılma hızlarında etkili olacaktır. Oyun performansını test etmek için Asphalt 8’i yükledim. Hiçbir takılma yok.

Samsung Galaxy A3’ün AnTuTu puanı 35720. Galaxy E5’te 21110 çıkmıştı.

Pil ömrü

Hiç uzatmadan, doğrudan konuya gireceğim: Ben Galaxy A3’ün pil ömründen çok memnun kaldım. WiFi ile %25 parlaklıkta 8 saat 30 dakika ekran süresi alıyorum. Bu süre zarfında sürekli internette gezdim, 50 dakika YouTube videosu izledim (kulaklık ile), birkaç fotoğraf ve video çektim, çok sayıda dosya kopyalama işlemi gerçekleştirdim (hafızadan MicroSD karta).

Normal bir kullanımda, 4.5G, WiFi, foto-video çekimi, telefon görüşmeleri dahil olan ve ekran parlaklığının da %100 (otomatik) olduğu bir senaryoda, ekran açık kalma süresi kısalıyor elbette. Ancak buna rağmen şarjı 3 gün gidiyor. Üç günlük bir süreçte elbette pili ekrandan başka şeyler de bitiriyor, bundan dolayı ekran süresinin azalıyor olması gayet normal.

Bununla birlikte, batarya ile ilgili bir bölümde, Galaxy A3’ün arka kapağının çıkmadığını, dolayısıyla bataryanın kullanıcı tarafından değiştirilemediğini yazmazsam olmaz.

Pil ömrü ile ilgili detayları yeni testler yaptıkça tekrar yazacağım inşallah.

Ses kalitesi

S6 ve S7’de olduğu gibi, A3’de de hoparlör cihazın alt tarafında. Tek bir hoparlör var, yani stereo ses söz konusu değil. Ses kalitesi ve yüksekliği yeterli. Hoparlörün arka yüzde değil de altta olması bir avantaj olsa da, cihazı yatay kullandığınızda sesin tek bir yönden geliyor olması hoş değil. İnşallah Samsung yeni telefonlarında bu konuya eğilir. Bakalım, Apple bir sonraki iPhone’a stereo hoparlöler koyarsa inşallah… tamam tamam kızmayın, küçük bir latife sadece. (Bu cümleyi iPhone 7 çıkmadan önce yazmıştım. iPhone 7'de stereo hoparlörler var. Samsung da boş durmaz artık herhalde).

USB OTG özelliği

Galaxy E5’te USB OTG özelliği bulunmuyordu. Galaxy A3 ise bu özelliği destekliyor. Bir USB OTG kablosu ile cihaza klavye, mouse, USB bellek gibi şeyler bağlamanız mümkün.

Tasarım ve dış görünüş

Bu sefer bir değişiklik yaptım, “dış görünüş” bölümünü sona sakladım. Galaxy A3’ün tasarımı, bence, ne Galaxy S6-S7, ne de Galaxy A serisindeki diğer “büyük abi” modellerle kıyaslanabilir. Korkmayın, iyi bir şey söyleyeceğim. Şahsen bu modellerden çok daha iyi olduğunu düşünüyorum A3’ün. Tasarım görsel olarak bütün bu modellere benziyor, ama elinize aldığınızda hissettikleriniz, hepsinden farklı. Boyut, incelik, arka yüzdeki camın ve ön yüzdeki 2.5D ekranın verdiği hisler… Her şey tam olarak “olmuş”. Elbette bu biraz da şahsi bir görüş, tasarım zevki kişiden kişiye değişir. Ancak ben Samsung Galaxy A3’ü her elime aldığımda güzel tasarlanmış, yumuşak kapaklı bir kitabı elime alıyormuş gibi hissettim. Tasarım, bu telefonu satın almamda çok büyük bir etken oldu. Tasarımını çok beğendiğim az sayıdaki telefondan biri A3. Eğer kişisel kullanım için almasaydım, koleksiyonuma katmak için bir şekilde sahip olmak isterdim.

İtiraf etmeliyim, Mobil Yazılar’a bir telefonun tasarımı ile ilgili hiç bu kadar coşkulu cümleler yazdığımı hatırlamıyorum. Ancak tasarımı çok önemsiyorum. Bu cihazı satın almadan önce, içindeki “rasyonel tüketici”, cihazın, özelliklerine göre pahalı olduğunu söyleyip durdu. Ancak kendisine ne kadar dirensem de, sonunda içimdeki “duygusal tüketici” ağır bastı. A3, gerçekten gereksiz yere pahalı, ama bir o kadar da çekici bir telefon. Bunu size niye anlatıyorum? Siz daha rasyonel kararlar verin diye :)

Rasyonel okurlarım için artılar-eksiler gelsin:

Galaxy A3 – 2016 / A310 modelinin artıları
* Canlı renklere sahip 4.7" Super AMOLED HD (720p) ekran
* Şık tasarım
* Uzun pil ömrü
* Sevenleri için – ele avuca sığan, küçük tasarım.
* 16 GB depolama alanı
* 13 MP f1.9 kamera
* MicroSD kart yuvası
* USB OTG desteği ile çeşitli cihazları bağlayabilme (klavye, mouse vb.)
* FM radyo özelliği

Galaxy A3 – 2016 / A310 modelinin geliştirilebilecek yönleri
* A5 ve benzeri modellerde olduğu gibi kamerada OIS (optik görüntü sabitleme) olabilirdi.
* Bataryası değiştirilebilse daha iyi olurdu (Ama bu aralar bunu pek önemsemiyor kimse)
* SIM kart ve MicroSD kart yuvalarına ulaşmak zor.

Galaxy A3 – 2016 / A310 modelinin eksileri
* Galaxy A serisinin diğer üst modellerinde bulunan bazı ufak tefek yazılımsal özellikler yok. Olmaması için bir sebep de yok, o yüzden eksi! “Otur, sıfır!”
* Bildirim ışığı, neredesin? Yoksun. Çok yazık. Mükemmel bir “iş telefonu” olmasının önündeki tek engel.
* Özelliklerine göre pahalı. Benzer özellikteki rakipleri 900 liraya satılırken A3’ün fiyatı 1250 TL. Aradaki farkı, göze hoş gelen bir tasarıma ve Samsung marka adına vermiş oluyorsunuz.
* 1,5 GB RAM, her ne kadar “yeterli” olsa da, cihazın fiyatını göz önünde bulundurursanız aklınıza “ayıp”, “rezillik” ya da “kazık” gibi kelimeler gelebiliyor.

Mobil Yazılar’dan şimdilik bu kadar. Bu yazıyı beğendiyseniz, yeni bir telefon arayışındaki arkadaşlarınızla paylaşabilir, ya da yandaki linklerden birkaçına tıklayarak diğer yazılarımı da okuyabilirsiniz. Bir çay içerseniz - pardon, bir göz atarsanız seveceğinizi umuyorum.

Not: Bu yazıyı uzun bir süre önce yazdım, ama yayınlamadım. Mobil Yazılar'a gelen bir yorum üzerine, yayınlamaya karar verdim. "2017 oldu hâlâ bu telefonu inceliyorsun" derseniz, haklısınız. Kusura bakmayın.

Hiç yorum yok:

İlginizi çekebilir: