Pazartesi, Temmuz 19, 2010

Siyah çantalı adamlar

Eskiden "Bond" çantalar olurdu bilirsiniz. Sonradan notebook çantaları çıktı. Herkeste olmazdı bu çantalar, notebook çantası ile gezenler "önemli" adamlardı. Notebook alacak kadar zengin, onu sürekli yanında taşıyacak kadar meşgul insanlardı bunlar.

Büyük siyah notebook çantaları.

Yük taşımaktan nefret eden bir insan olduğum için hep daha hafif ürünlerin peşinden koştum. Bir sürü PDA kullandım. Eee PC'yi ülkeme gelişinin ikinci günü satın almıştım. Kütüphanemi dijitalleştirmek için çaba sarfettim, kitaplarımı mobil cihazlardan okudum. Tüm dünya netbook'lara daha fazla özellik ekleme adına cihazları ağırlaştırırken ben "Bir kilodan fazlası netbook değildir" dedim. Üreticiler benimle aynı görüşte olmadığı için şu anda kullandığım cihazın 200 gram fazlası var ama, yine de kendisi piyasadaki hafif netbooklardan biri. Şarj aletini yanımda taşımıyorum, iş yerinde ve evde de klavye, fare ve monitör bağlayarak kullanıyorum. İşim bittiğinde sadece bilgisayarı yanıma alıyorum. Ağırlığını neredeyse hiç hissetmiyorum, öyle ki bir seferinde çantamda olduğunu unutmuştum. En güzeli ne biliyor musunuz? O iğrenç siyah notebook çantalarına mahkum değilim. İstediğim çantayı kullanıyorum, ve sanırım poşette bilgisayar taşıyan ilk insan benim!

Notebooklar (ve siyah çantaları) artık ömrünü doldurmalı. Bej renkli PC'lerin, floppy disklerin, hatta CD sürücülerin yanında yerlerini almalılar. Günümüz netbooklarının bu konuda tek eksiği, "Gerektiğinde mobilite, gerektiğinde yüksek performans" kriterini sağlamakta başarısız olmaları. Mobil olarak iyiler ama, yeterince güçlü değiller. Harici klavye, harici disk bağlayabiliyorsunuz ama harici CPU ve GPU bağlayamıyorsunuz. Masaüstü yerine kullanılan dizüstü'lerin masaüstüne konulduğunda bir çeşit rol değişimi yapmaları, güçlenmeleri gerek.

Ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

İlginizi çekebilir: