Eee PC 900 MHz'lik bir işlemciye sahip. Ama işlemci 630 MHz'de çalışıyor! Bu muhtemelen pil ömrünü yüksek, işlemci ısısını (ve buna bağlı olarak fan sesini) düşük tutmak için bu şekilde ayarlanmış. Pil ömrünü ne kadar etkilediğini henüz bilmiyorum ama işlemci 900 MHz'e yükseltildiğinde sıcaklık gerçekten yükseliyor.
Peki nasıl oluyor da Eee PC'nin işlemci hızını artırıyorum? EeeCTL isimli bir program sayesinde. Ancak bu programı kullanmak cihazınızı garanti kapsamı dışında bırakabilir. Ayrıca işlemciyi hızlandırıp fanı açmayı unutursanız bilgisayarınız bozulabilir, söylemedi demeyin. Bu uyarılardan sonra EeeCTL'nin linkini verebilirim: http://www.cpp.in/dev/eeectl/
EeeCTL ile ilgili dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var. EeeCTL'yi indirdikten sonra başlat menüsündeki başlangıç klasörüne programın kısayolunu atmayı unutmayın. İkinci bir unutmamanız gereken şey de fan ayarını Automatic moduna getirmek. Son olarak, EeeCTL'nin saatin yanına yerleşen ikonuna arada bir göz atıp işlemci sıcaklığını kontrol edin. Şahsen 63 derecenin üstüne çıkması beni korkutuyor! (Overclock'tan anlayan biri değilim ama bir noktadan sonra cihaz ateş parçası gibi oluyor; hiç hoş değil. Bu yüzden sıcaklık fazla artarsa işlemci hızını düşürüyorum.)
Neyse, overclock'u bir kenara bırakalım, sıradan kullanıcı nasıl bir deneyim yaşıyor ona bakalım.
Açılış süresi. Üreticileri duyuyorsunuzdur, "Anında açılmıyor ama çok hızlı açılıyor. 30 saniyeden kısa sürüyor." diyorlar. Windows XP yüklü bir bilgisayardan bahsediyorsak, elbette üzerine hiç bir şey yüklenmemiş hali ile 15-30 saniye arasında açılabilir. Ama Windows yüklü bir bilgisayarın üzerine başka program yüklenmemesi gibi bir şey olasılık dahilinde olmadığı için, bu iddiaları ciddiye almamanızı tavsiye ediyorum. Cihazın tıkırdayan bir hard disk yerine SSD bellek üzerinde çalışıyor olması da bir şey değiştirmiyor. Üzerine çeşitli programlar kurulu hali ile elimdeki Eee PC'nin açılması yaklaşık 60-70 saniye sürüyor.
Eee PC'de programlarla ilgili bir sorun yaşamadım. Programına göre değişmekle birlikte hepsi hızlı açılıyor. Bir seferde birden fazla internet sayfası açmak bir problem teşkil etmiyor, tabi bu açtığınız sayfanın yoğunluklarına da bağlı. Bir süre sonra tıklamalarınıza geç tepki vermeye başlayabiliyor. Videolar sorunsuz çalışıyor. Ama aynı anda birden fazla video açarsanız takılmalarla karşılaşabilirsiniz.
Aynı anda Open Office, FoxIt PDF Reader ve FireFox açıkken müzik dinleyebiliyorum. Ama sınırları fazla zorlamamak gerekiyor. Mesela FoxIt'de PDF dokümanlarını kaydırırken takılmalarla karşılaşmaya ve Open Office'de menülerin geç tepki vermesiyle karşılaşmaya başlayabiliyorsunuz (Microsoft Office'te hiç takılmayla karşılaşmadığımı da belirteyim).
Yani cihaza "multitasking yapamaz" demek yanlış, ama büyük beklentiler içine girmek de doğru değil.
Cihazın 512 MB RAM'i var. Bu bellek XP için normal. Ama "Dosyalarıma yer açayım" diyerek Windows'un Sanal Bellek özelliğini kapatırsanız programlar hata vermeye başlayabiliyor. Ben 300 MB'lık bir alanı sanal belleğe ayırdım ve ondan beri bir problemle karşılaşmadım.
Internet sayfalarına geri dönelim. Internet sayfalarının açılışı normal. Yanlız bir sayfa yüklenirken işlemci hızını artırdığınız takdirde sayfa birden "jet hızıyla" yüklenmeye başlıyor. Yani 630 MHz yeterli, ama 900 MHz "daha yeterli".
Bir de harici monitör meselesi var. Ama burada overclock yapmayan için pek hayırlı haberler yok. Küçük ekranda yeterli olan 630 MHz, 1280'li çözünürlüklerde "kaplumbağa hızını" yaşatıyor. 900 MHz'e geçtiğinizde rahatlıyorsunuz.
Eee PC'de oyun oynanır mı? Ben bir deneme yaptım. Söylerken bile komik geliyor ama, Eee PC üzerinde Half Life Episode 2 çalıştırmayı denedim. Tabi işlemci hızını önce 900 MHz'e yükselttim. Loading dedi, menüsü açıldı. Ayarlara girip bütün görsel ayarları kıstım. Oyunun 800x480 çözünürlüğe kendiliğinden destek verdiğini de sevinçle gördüm. Sonra yeni bir oyun başlattım. Gerisini tahmin edebileceğinizi düşünüyorum :) Oyun yüklendi, takıla takıla birkaç adım attım sonra bilgisayara reset atmak zorunda kaldım. E tabi bu cihazda Mobility Radeon 9600'ün zor kaldırdığı bir oyunu oynamaya çalışmak biraz zorlama olur. Neyse, sonra bir de Postal 2 isimli oyunu denedim. Bu sefer ayarları falan kısmadım, sadece ekran çözünürlüğünü en düşük seviyeye ayarladım. Çünkü böyle yapmayınca görüntünün bir kısmı kesiliyor. Oynanabilir bir şekilde çalıştı. Biraz ayarlama ile frame rate yükseltilebilirdi ama fazla uğraşmadım. Bu arada iki oyunu da harici diske kurarak çalıştırdığımı belirteyim. Eee PC'de oyun oynamakla ilgili daha detaylı bir yazıyı inşallah daha sonra yazacağım. Ama 7 inçlik bir ekrandan oyun oynamak biraz sıkıcı olabilir, benden söylemesi.
Gelelim hafızaya. Eee PC'nin 4 GB'lık SSD diski var. Artık birçok bilgisayarın 120 GB'dan başlayıp 250 GB'a varan diskleri olduğunu ve 4 GB'lık disklerin kabuslarımızda gördüğümüz eski bilgisayarlarımıza ait olduğunu düşünürsek hafıza miktarının pek de iç açıcı olmadığı görülebilir. Daha da kötüsü, size kalan alan 1.7 GB'dan ibaret. Çünkü Windows ve beraberinde gelen programlar bir sürü yer işgal ediyor.
Bu tablo can sıkıcı, bunaltıcı, daraltıcı, ürkütücü gelebilir. Haklısınız. Benim tavsiyem Eee PC'yi bir PDA gibi düşünmeniz. Zaten Eee PC PDA'lardan bile ucuza satılıyor. Eee PC yüzlerce video saklamak ya da yüzlerce megabyte yer kaplayan oyunları kurmak için uygun değil. Video ve müzik arşiviniz için, aynen PDA'larda olduğu gibi, bir SD kart kullanmanız gerekli. Tavsiyem kuracağınız programların çoğunu da SD karta kurmanız yönünde. Microsoft Office'i SD karta kurdum ve hiç bir performans sorunu ile karşılaşmadım. Ayrıca cihazdan kullanmayacağınız bütün yazılımları silmenizi öneririm. Microsoft Works, Microsoft Live programları vs. silinebilir. İsterseniz, ve ne yaptığınızı biliyorsanız, Windows'un kullanmadığınız dosyalarını da silebilirsiniz. (Tekrar ediyorum, "ne yaptığınızı biliyorsanız". Windows'unuzu bozmayın sonra.)
Peki bunlar yeterli mi? Hayır. Bu cihazın en az 8 GB hafızası olmalıydı. 8G modelini de üretmişler ama her yerde 4G modeli var. Aslında 8GB da yeterli değil denilebilir. Bir üst modelde, yani Eee PC 900 modelinde 4 GB+12/20 GB SSD disk var. Böyle olmalı. Nefes alacak alan bırakılmalı kullanıcıya. Hadi biz geek'ler bir yolunu bulur idare ederiz, ya da SD kart alırız, harici disk bağlarız vesaire. Ama sıradan kullanıcı 4GB hafıza ile bir süre sonra problem yaşamaya başlayacaktır.
Denilebilir ki hafıza miktarı ne kadar çok olursa olsun, yetmez, hep daha yükseği istenir. Bu da doğru, ama en azından 8 GB stardart olmalıydı. 4 GB Windows'a bile yetmiyor. 300 MB sanal belleğe ayırdınız, bir de hibernation için 500 MB ayırdınız diyelim. Geriye ne kaldı?
İncelemeyi bitirdiğimde sonuç bölümünde daha detaylı değineceğim, ama şimdiden bir kısmını söyleyeyim: Eğer elinizde program kurabileceğiniz SD kart ve USB diskler halihazırda yoksa, bunlara da ayrıca para vermeyi düşünüyorsanız, Eee PC 900 ya da daha üst modelleri alın daha iyi. Daha ucuza gelir.
Bu arada yeni Atom işlemcili modellerin duyurulduğundan da haberim var. Ben şahsen Eee PC'nin başarısını kopyalamaya çalışan diğer üreticilerin de tüm detayları açıklamasını bekleme taraftarıyım. Tabi benim gibi "Onu bekle bunu bekle, nereye kadar" diye düşünerekten 701 modelini de seçebilirsiniz. Bir de bu subnotebook/netbook konseptinin UMPC'lerin düştüğü hataya düşmek üzere olması can sıkıcı. Yeni modeller istenildiği gibi daha fazla özelliğe sahip. Peki ya fiyatları? Ya ağırlıkları? Üreticiler kusura bakmasın ama 1.2 kilodan başlayan ağırlıklar ve 650 dolar gibi fiyatlar çok fazla. İş bu noktaya gelecekse piyasada 1.9 kiloya DVD yazıcısı, Core Duo işlemcisi, 120 GB sabit diski, daha iyi ekran kartı ve TV çıkışı olan cihazlar var. Fiyatları da aradaki farka değer seviyelerde.
Yukarıda Eee PC'yi bir PDA gibi düşünmek gerektiğini söylemiştim. Bir de şöyle düşünebilirsiniz, hatta bunu üreticiler de düşünmeli. Eee PC ya da benzeri cihazlar, bir çalışma istasyonunun çekirdeği olmalı. Nasıl yani? Evinizde ya da iş yerinizde harici ekranınız, harici klavye ve fareniz, harici DVD yazıcınız ve harici sabit diskiniz var. İşte burası çalışma istasyonunuz. Eee PC'nizi bu istasyona bağlıyorsunuz, normal bir PC'den farkı kalmıyor. Masa başından ayrıldığınızda Eee PC'nizi alıyorsunuz, yolda ihtiyacınız olacak temel şeyler yanınızda gelmiş oluyor. İhtiyacınız olduğunda istasyonun herhangi bir bileşeninin yerine yenisini satın alabiliyorsunuz. Hatta sadece çekirdeği değiştirebiliyorsunuz, yani Eee PC'nizi. Bu noktada önemli olan birkaç şey var. Eee PC'ye dışarıdan bağlanabilen bir sürü bileşen var. Ama bağlanamayanlar da var. Mesela işlemcisi. Mesela ekran kartı. Gerçi harici ekran kartı geliştirildiği duyuruldu ama, Eee PC tipi cihazları destekleyecek mi bilmiyoruz. Kullanıcının güncelleyemeyeceği ve dışardan bağlayamayacağı bileşenler bu çalışma istasyonunda zincirin zayıf halkasını oluşturuyor. Cihazın performansı normal bir notebook performansından farklı olmamalı ki istasyon konsepti uygulanabilir olsun. Diğer bir mesele de cihaz istasyondan ayrıldığında ortaya çıkıyor. Cihaz taşınabilirlik bakımından kusursuz olmalı. Yani hafif olmalı, hiç değilse ortalama bir pil ömrü olmalı ve bir de yolda ihtiyaç duyulacak basit bileşenler sisteme dahil olmalı. Bunlardan en temeli Bluetooth. Yani dağın başında Eee PC'den interenete bağlanacaksam yanımda bir de USB Bluetooth ya da telefon kablosu taşımamalıyım. Bir diğer nokta da ucuz olması. Hayır, içinde her şey olsun, yine de hafif ve ucuz olsun demiyorum. Her güzel şeyin bir arada bulunamayacağını biliyorum. Ama öyle bir durum var ki, fiyatın biraz yükselmesi bu cihazların avantajını alıp götürüyor. İşin ilginç tarafı bugün bu konsepte en yakın cihazın Eee PC 701 modeli olması. Eee PC 900'ün fiyatı 701'in seviyesine inerse, ki bence bu bir an önce olmalı, o daha iyi bir seçenek olabilir.
Konuyu bir toparlamak gerek sanırım. Eee PC'nin performansı ortalama seviyede. Hafızası bence az, ama cihazı ne amaçla kullanıdığınıza göre farklı yorumlar getirilebilir. Cihazı anlattığım bir kişi "MSN bilgisayarı" yorumunda bulundu. Sonuçta tek yapacağınız internete girmek ve anında mesajlaşma programları üzerinden sohbet etmekse hafıza sorun olmayabilir.
Şimdilik bu kadar. İncelemenin yeni bölümlerinde görüşmek üzere. Bu aralar blog dışı meşguliyetlerim yine had safhada olduğu için yazılar biraz yavaş geliyor, kusura bakmayın.
Bu yazı ve bu sitede yayınlanan bütün diğer yazılar Mobil Yazılar tarafından yazılmıştır ve bütün hakları Mobil Yazılar'a aittir. Başka bir yayında yayınlanamaz. Sitenizin, forumunuzun, blogunuzun ticari amaç taşıyıp taşımaması farketmez. Daha fazla bilgi için lütfen alıntı kurallarına bakınız.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İlginizi çekebilir:
-
Sony Xperia telefonunuz açılmıyorsa ya da takıldıysa açma kapama düğmesi ile sesi yükseltme düğmelerine aynı anda 5-10 saniye boyunca basıl...
-
Elektrik kesildiğinde telefon, tablet ve dizüstü bilgisayar gibi mobil cihazların şarjının hemen bitmemesi için neler yapmalı? Elektrik kes...
-
MacBook Air' de bazı tuşlar eksik mi? Mesela Delete tuşu nerede? Ya da Home tuşu, ya da End tuşu? Windows yüklü laptoplardan MacOS yüklü...
-
Sony Ericsson Xperia Pro , klavyeli , otofokus kameralı, Android işletim sistemli, fiyatı 1000 TL civarında olan bir telefon. Küçük kardeşi ...
-
Kindle , “İyi ki satın almışım” dediğim nadir cihazlardan. Daha önce Kindle incelemesi yapmış, e-kitapların Türkiye’de nasıl satabileceğin...
-
Nokia E7 , klavyesiz yapamayanların uzun süredir beklediği bir telefon. İlk bakışta N8 'in klavyeli versiyonu gibi gözüküyor ama klavyed...
-
Bir klavyeli telefon sever için Nokia'nın pek çok çeşidi var. Son dönemde satışta olan ve ikinci el olarak bulunabilecek modellerden bi...
-
SanDisk Sansa Clip , SanDisk'in önceki modellerinden ayrılan bir MP3 çalar . Bunun sebebi de ses kalitesi. Aslında SanDisk ile "kal...
-
Nokia C3 , klavyeli, uygun fiyatlı, ama "akıllı" değil. Yani Symbian işletim sistemine sahip değil, bu yüzden "akıllı telefon...
-
Sony Ericsson Xperia Mini Pro hem ufak , hem klavyeli , hem otofokus kamerası var, hem de Android işletim sistemli. Bir de fiyatının 1000 T...
3 yorum:
Eline sağlık. Süper bir inceleme olmuş. Bir de linux versiyonu ile ilgili bir inceleme yazısı paylaşbilirsen süper olur. Açıkçası Windows vs. Linux performans farkını çok merak ediyorum.
Teşekkür ederim Mustafa bey. Linux versiyonu elime geçerse onu da inceleyebilirim. Gerçi ben Windows'u tercih ediyorum. Doğrusu Windows yüklü olmasa bu cihazla ilgilenmezdim.
gerçekten güzek bir inceleme sizin sayenizde pc yi tanıdm kafamdaki soru işaretleri silindi teşekkür ederm elinize sağlık
Yorum Gönder