Artık masaüstü bilgisayarlardan çok daha yaygın olarak kullanılan (hatta koltuğu telefon ve tabletlere kaptırmışmış olan) dizüstü (laptop) bilgisayarlar, donanım güncellemeleri açısından pek fazla seçenek sunmuyorlar. Masaüstü bilgisayarların her parçası birbirinden bağımsız olduğu için, güncelleme konusunda daha esnek oluyorlar. Oyunlarda daha iyi performans istiyorsanız ekran kartını yenisi ile değiştirmeniz yeterli oluyor. Dosyalarınız için daha fazla depolama kapasitesi istiyorsanız, sabit diski (HDD - Hard Disk Drive) güncellemeniz yeterli oluyor.
Fotoğraf: Des Morris. Creative Commons.
Dizüstü bilgisayarlar ise daha taşınabilir olmak zorundalar, yani her şey bir araya sıkışmalı. Bu da biribinden ayrılmayan parçalar anlamına geliyor. Ne yazık ki Apple'ın izinden gitmeye gayret eden ya da bilgisayarlarını daha da kompakt yapmaya çalışan pek çok firma, var olan genişleme seçeneklerini de azaltıyor. Elbette Mobil Yazılar'da her zaman savunduğum gibi, dizüstü bilgisayar "ne kadar hafifse, o kadar iyi" demeye devam ediyorum, ancak seçeneklerin çok olması şartıyla. Kompakt bilgisayarlara aşığım, ama "bataryası değişmeyen, RAM'i yükseltileyen, sabit diskine erişmesi zor" dizüstü bilgisayar üretme trendinin tüketicileri seçeneksiz bırakarak "zorlamaya" dönüşmesi hoş bir fikir değil.
Birkaç senedir kullanmakta olduğum bir bilgisayarım var: Acer Aspire 5755G. Sorunsuz bir cihaz değil ama, batarya, RAM ve sabit disk güncellemeleri yapmaya izin veren bir kasası var. Bataryası bütünleşik olmadığı için, batarya şarj tutmamaya başladığında yenisini alıp cihazı servise falan götürmeden yoluma devam edebildim. Bir sabit disk güncellemesi yaptım (birazdan bahsedeceğim) ve RAM güncellemesi de düşünüyorum.
Fotoğraf: Liam Higgins. Creative Commons.
Siz de "Laptop'um çok yavaşladı, ne yapmalıyım?" diye çaresiz kalanlardan mısınız? Bilgisayarınız artık eskisi gibi hızlı çalışmıyorsa, "format çekmek" ya da yeni bilgisayar almak zorunda değilsiniz. Bazı teknoloji mağazalarının "En pahalı bilgisayar eski bilgisayar" diye yaptığı kampanyalara inanmayın. Bence, dizüstü bilgisayarlarda zaman içinde oluşan performans sorunlarının en önemli kaynağı, sabit disk, ya da yeni neslin anlayacağı dille, "depolama alanı". Dizüstü bilgisayarlarda sabit diskler zaten yavaş oluyorlar, bir de bilgisayarı kullandıkça, dosyaları yükleyip sildikçe "fragmentasyon" dolayısıyla problem daha da büyüyor.
Bu arada, "bilgisayarı hızlandırmak" derken neyi kastettiğimi de açıklığa kavuşturayım. Dizüstü bilgisayarınız yavaş açılıp yavaş kapanıyorsa, en ufak bir Microsoft Word dosyasına bile tıkladığınızda açılmak bilmiyorsa, bilgisayar içinde arama yaptığınızda kendinize bir Türk kahvesi yapıp gelebiliyorsanız, oyunlar yavaş yükleniyor, dosyalar yavaş kopyalanıyor, programlar yavaş açılıyorsa; sizin ciddi bir sabit disk probleminiz var demektir. Ancak bu gibi durumlar dışındaki problemler, bir dizüstü bilgisayara yapılabilecek güncellemelerin dışında kalabilir (RAM yükseltme dışında). Mesela, bir oyunun daha akıcı çalışması, grafiklerinin daha güzel gözükmesi çoğunlukla ekran kartı ve işlemciye bağlıdır. Ne yazık ki dizüstü bilgisayarlarda bu parçaları güncellemek mümkün değildir, yeni bir bilgisayar almak gerekir. Ben bu yazıda sabit disk güncellemesinden bahsedeceğim.
Fotoğraf: Jonathan Coffey. Creative Commons.
Sabit diski hızlandırmak için ne yapmalı? Elbette "format çekmek" ya da eski usül "disk birleştirme" yapmak ücretsiz bir çözüm sunabilir. Ama biraz para harcamaya razıysanız, bilgisayarınızı eskisinden daha hızlı hale getirmeniz mümkün. Teknolojiyi sıkı takip eden okurlarım konuyu nereye getireceğimi çoktan anlamıştır: SSD'ye geçin diyeceğim elbette!
Sabit disk dediğimizde akla gelen şey, eski tip ve çok yaygın olarak kullanılan depolama teknolojisi, yani HDD'dir. HDD, bir dosya açılırken ya da kopyalanırken bilgisayarınızın içinden gelen tıkırtıları yapan parça. SSD (Solid State Drive) ise, daha yeni ve çok daha hızlı bir teknoloji. Yeni olması dolayısıyla fiyatı bir tuzlu. Ancak ben kendi dizüstü bilgisayarıma SSD güncellemesi yaptıktan sonra, geri dönüş olmadığını anladım. SSD'nin hızına alışınca, diğer laptop'lar size yavaş gelmeye başlıyor. Bilgisayarımın açılış hızı, programların açılış hızı, oyunların başlama süreleri, dosyaların kopyalanma süreleri... hepsinde çok olumlu iyileşmeler oldu. En önemlisi de, sabit diskimi SSD'ye klonladığım için, format atmadan, hiçbir programı yeniden kurmaya gerek kalmadan, kaldığım yerden bilgisayarımı kullanmaya devam ettim. Sanki kutusundan yeni çıkmış bir laptop kadar hızlı çalışan bir sistem ile hem de!
Fotoğraf: Bart. Creative Commons.
Peki nasıl olacak SSD güncellemesi? Doğrusu, daha önceden SSD'ye geçiş maceramı yazmıştım, yinelemek istemiyorum, buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. Ancak burada yazmak isteğim iki konu var. Bir: SSD'lerin depolama alanı yükseldikçe fiyatları çok ama çok artıyor. Şu anda bilgisayarınızda ne kadar boş alan olduğuna, ne kadar alanı kullandığınıza bir bakın. Kaç GB? Eğer o kapasitede bir SSD alacak maddi gücünüz varsa, ne âlâ. Ancak yoksa geçen seneden beri oynamadığınız oyunu kaldırıp, gereksiz dosyaları harici (taşınabilir) bir sabit diske yedekleyip, yeniden bakın derim. Depolama alanı konusunda beklentileri düşürmek gerekse de, SSD'ye geçtiğinize değecek, merak etmeyin. Gelelim ikinci konuya: Eğer bilgisayarlarla fazla haşır neşir değilseniz, var olan sisteminizi SSD'ye klonlama konusunda biraz yardıma ihtiyacınız olabilir. Bir bilene yaptırın ya da arkadaşınızdan yardım alın derim. Kendiniz yapıyor olsanız dahi (ki özel bilgilerinizin güvenliği için bunu tercih edebilirisiniz) bu işin bir tam gün alabileceğini bilmeli, boş bir zaman seçmelisiniz.
Zor mu? Dedim ya, sıkıntılara değecek, merak etmeyin. Ama uyarmadı da demeyin, SSD'ye geçmeden önce dosyalarınızı başka bir diske yedekleyin.
Üstte linkini paylaştım ama tekrarlayayım. Bu yazının devamı ya da tamamlayıcısı olarak görülebilecek bir yazı yazmıştım daha önceden. O yazıda HDD'den SSD'ye geçiş aşamasında yaşadıklarımı daha detaylı yazdım. Siz de böyle bir güncelleme düşünüyorsanız, mutlaka okumanızı tavsiye ederim: Samsung 840 EVO ile HDD'den SSD'ye geçiş maceram (okumak için tıklayınız).
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İlginizi çekebilir:
-
Bir klavyeli telefon sever için Nokia'nın pek çok çeşidi var. Son dönemde satışta olan ve ikinci el olarak bulunabilecek modellerden bi...
-
Nokia C3 , klavyeli, uygun fiyatlı, ama "akıllı" değil. Yani Symbian işletim sistemine sahip değil, bu yüzden "akıllı telefon...
-
720p, 1080p, HD, Full HD nedir, aralarında ne fark vardır? Bu ifadeler çözünürlük belirtir. Farklı yerlerde kullanılabilir: Video çekim çöz...
-
MacBook Air' de bazı tuşlar eksik mi? Mesela Delete tuşu nerede? Ya da Home tuşu, ya da End tuşu? Windows yüklü laptoplardan MacOS yüklü...
-
Kindle , “İyi ki satın almışım” dediğim nadir cihazlardan. Daha önce Kindle incelemesi yapmış, e-kitapların Türkiye’de nasıl satabileceğin...
-
Sony Xperia telefonunuz açılmıyorsa ya da takıldıysa açma kapama düğmesi ile sesi yükseltme düğmelerine aynı anda 5-10 saniye boyunca basıl...
-
Artık eski telefonunuz size yetmiyor. Şu akıllı telefonlardan birine geçmek istiyorsunuz. Pek çok seçeneğiniz var, Android, iOS, Windows Pho...
-
Kindle PDF dosyalarını açabiliyor ama, reflow özelliği yok. Dolayısıyla iki sütunlu olmayan PDF’leri okumak biraz zor olabiliyor. Ancak PDF...
-
Elektrik kesildiğinde telefon, tablet ve dizüstü bilgisayar gibi mobil cihazların şarjının hemen bitmemesi için neler yapmalı? Elektrik kes...
-
Bildirim ışığı / LED'i nedir? Bazen Türkilizce bir ifadeyle "Notifikasyon ışığı" da deniyor. Bildirim ışığı, bazı telefonların...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder